Hayat, zamana karşı sorumlu bir hassasiyetle yaşanmalıdır. Her gün yeni bir imkân, her an yeni bir başlangıç olarak bilinmelidir. Her yeni zaman bir başlangıcın ilk eşiğidir.
Adımımızı, oraya gelme sürecimizi, varacağımız yeri unutmayarak, atmalıyız; ülfetleri bize ait, külfetleri başkasının yükü sanmayarak. Dostların, yol arkadaşlarının takdir ve teveccühlerine layık olmaya çalışarak. Birlikte var olduğumuzun, birlikte yürüdüğümüzün şuuruyla.
Her yürüyüş bir adımla başlar. “Bir adım atarsak kafes kırılır/Belki birden erir zincirlerimiz.” Önemli olan dayanıklı, dirayetli, donanımlı olmak; geri çekilecek adımı atmamak, attığımız adımı geri çekmemektir. Varılması hayal edilen menzilin heyecanı her adımda, her nefeste, her kalp atışında duyulmalıdır. Bu yolda her adım, her gayret önemlidir, değerlidir. Bu idealle sürdürdüğümüz sendikal çalışmalarımız, içinde hak ve emek mücadelesinin de gerçek anlamını bulduğu daha büyük ideallerin sevdasıyla önemli olmaktadır. Birlikteliğimiz yürüyüşün keyfini, coşkusunu artırmakta; samimi heyecanımız birlikteliğimizi anlamlı kılmaktadır. Hayatımız, her birimizin yüreğine kök salan imanla canlanıp medeniyet değerleriyle yükselen sorumluluk duygusuyla biçimlenmekte, hareket ve canlılık kazanmaktadır.
Bizim beraberliğimiz, iman ve ahlakı esas ölçü kabul eden asil duruşun beraberliğidir. İnancımız ve duygumuz bir olunca, amacımız ve sorumluluğumuz da benzer oluyor. Amacımız bir olunca Allah bizleri aynı yolda, aynı menzil üzere birleştiriyor, buluşturuyor. Bu menzilde her engel aşılır, aşılmak içindir. Engelleri aşma gücü, kutlu bir hak ve iman davasından beslenir. İnanan haklıdır, haklı olan güçlüdür. Bu azim ve heyecan da döner yeni bilinçleri, taze, diri heyecanları besler.
Bizim davamız, bir olmanın, birlikte olmanın, inanmanın, adanmanın, birlikte omuzlamanın, birlikte katmanın, birlikte katılmanın yarışıdır. Bir şarkıyı birlikte söylemenin, bir sevdayı birlikte büyütmenin, bir rüyayı birlikte gerçekleştirmenin yarışıdır. Bizim yarışımız, durmamanın, dinlenmemenin; geri dönmemenin, vazgeçmemenin, arkaya bakmamanın, ertelememenin, ötelememenin, bir gönüle girmenin yarışıdır. Birlikte başlar, birlikte başarır, birlikte büyür, birlikte büyütür, birliğe varırız. Bu kutlu yönelişte ‘başlamanın ilki’ ile yeni bir sınavın, yeni bir sınanmanın heyecanı içindeyiz.
Birlikteliğimiz, görev ve sorumluluğumuzu başka ve yeni bir görevle sürdürmeyi gerekli kılmıştır. Görev bizim için emanettir. Emaneti korumak, geliştirmek görevimizin ilk şartıdır. Eğitim-Bir-Sen çatısı altında en nezih, en soylu hak, emek, özgürlük mücadelesini birlikte verdiğimiz kardeşlerimizin, şahsımıza tevdi ettikleri yeni görevimizi en güzel şekilde yapmaya azami gayret göstermemiz, bizim görev ve kardeşlik bilincimizin gereğidir.
Hayat, zamana karşı sorumlu bir hassasiyetle yaşanmalı; her gün yeni bir imkân, her an yeni bir başlangıç bilinmelidir.
Mithat Sevin Ağabeyimizin Rahmet-i Rahman’a kavuşmasıyla, ondan boşalan mevziinin sorumluluğu omuzlarımıza bindi. Nöbeti devralmamıza neden olan bu süreç, duygusal olarak ağır olduğu kadar, hayatımızın merkezine almamızı gerektiren bir mana içermesi boyutuyla da öğreticidir. O mesaj, dünyanın fani, ölüm ötesine yönelik yaptıklarımızın ise baki olduğu gerçeğidir. Bu mesuliyetin üstesinden gelebilmemiz ve mensubu olduğumuz davanın büyüklüğüne yaraşır bir mücadele ortaya koyabilmemiz, ancak davamızın büyüklüğünün şuuruna varmış kardeşlerimizin desteğiyle mümkün olacaktır.
Bu vesileyle, her zaman olduğu gibi tenkit ve tavsiyelerinize açık hatta muhtaç olduğumu söylemeye bile gerek duymayarak, bizleri tebrik eden her bir dostuma teşekkürlerimi bildiriyorum.
Hadi bismillah.
UNUTMADIK,UNUTMAYACAĞIZ!
Çanakkale-Gazze Hattında İnsan-ı Kâmili Aramak
Bizimle canlanacak nice umutlara doğru
Örgütlü olmanın bereketiyle birleştik, birleştikçe büyüdük ve güçlendik
Psikopatik zevzeklerin kuru gürültüsü
Öğretmenlik Meslek Kanunu iptal davası
FİLİSTİN DİRENİŞİ, MÜSLÜMANLARIN GELECEĞİ VE EMPERYALİZMİN ÇÖKÜŞÜ