Garip Bir Dava ve Sonrası…
Ramazan ÇAKIRCI
Sendikalar, 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu’ndan aldığı yetkiyi kullanarak üyelerinin mağduriyetine neden olan genel düzenleyici işlemler ile bireysel işlemlerin iptali için dava açabilirler. Dava açmak demokratik hukuk devletlerinde en doğal haktır. Bugüne kadar sendikaların açtıkları davaların bir kısmı genel düzenleyici işlemi iptal ederken; üyeler başta olmak üzere çok sayıda eğitim çalışanının mağduriyetine sebebiyet vermişlerdir; 2005/73 sayılı genelgenin iptali ile birlikte Anadolu Liselerine atanan 7 bin civarında öğretmenin atamasının iptalinde olduğu gibi. Sendikamız da eğitim çalışanlarını mağdur eden gerek genel düzenleyici işlemlerin gerekse bireysel işlemlerin iptali için davalar açtı ve açtığı bu davalardan çoğunu kazandı, ama bunu yaparken bu davaların genel mağduriyetlere sebebiyet vermemesine özenle dikkat etti.
Gelelim yazımızın konusuna. Eğitim çalışanları, sendikamıza, 15 Mayıs 2009’da Milli Eğitim Bakanlığı ile her yıl Ekim ve Nisan aylarında yapılan Kurum İdari Kurulu’na katılma yetkisi verdi. Sendikamız ise, aldığı bu yetkinin hakkını vererek, bugün kadar yapılan Kurum İdari Kurulu toplantılarında yapılamayanı başararak, eğitim çalışanlarının mağduriyetine neden olan 21 sorunun çözümüne yönelik Kurum İdari Kurulu Raporu’nu Bakanlıkla birlikte imza altına aldı. Kurum İdari Kurulu’nda imza altına alınan hususların bir kısmı, yapılan düzenlemelerle nihai olarak çözülürken; diğer kısımları hakkında düzenleme yapılması konusunda Bakanlığın çalışmaları devam etmektedir.
Sendikamızın 20.11.2009 tarihinde Milli Eğitim Bakanlığı ile imzaladığı Kurum İdari Kurulu Raporu’nun 11. maddesinde, “Bakanlığımız teşkilatında 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 4/B kapsamında sözleşmeli olarak istihdam edilenler ile özelleştirme kapsamında Bakanlığımızı yönlendirilen aynı kanunun 4/C maddesi çerçevesinde istihdam edilen personelin öğretmen olan eşlerine eş durumu özründen iller arası yer değişikliği hakkının verilmesi yönünde düzenleme yapılması” ibaresine yer verilmişti.
8 Ocak 2010’da yayınlanan “Öğretmenlerin Özür Grubuna Bağlı Yer Değiştirme Kılavuzunda” yer alan “Başvuru Yapamayacak Öğretmenler” başlıklı 3. maddenin b bendinde “Eşi ücretli, vekil ya da geçici personel olarak çalışan öğretmenler, eş özrüne bağlı yer değiştirme isteğinde bulunamayacaklardır” denmişti. Sendikamız, bu maddenin Kurum İdari Kurulu Raporu’na aykırı olduğunu Bakanlık yetkililerine ileterek, sorunun çözümünü istemişti. Bakanlık ise, eşi 4/C kapsamında çalışan öğretmenlerin özür durumuna bağlı yer değişikliği yapmaları için kılavuzda ‘ince bir ayar’la değişiklik yapmıştı.
Sendikamızın gayretleriyle sorun çözülürken, sorunlardan nemalananların sorunun çözüldüğünden haberdar olmamaları, gündeme yabancı kalmaları, dostlar alışverişte görsün diye gündemden habersiz bir şekilde dava açmaları beni şaşırtmadı.
Şimdi, yazımızın başlığına konu olan garip bir davanın hikayesine gelelim. Bir eğitim sendikası, açmış olduğu davayı internet sitesinde haberleştirdikten sonra, bir memur haber sitesinde davanın garipliğine dikkat çekilerek, sendikanın “EŞİ 4/C STATÜSÜNDE ÇALIŞANLARA EŞ DURUMU TAYİN HAKKI VERİLMELİ” başlıklı haberi de haber oldu. Daha sonra sendika bu dava haberini apar topar geri çekti. Haber siteden çekildikten sonra, memur haber sitesi haberin kaldırılışını da haber yaptı.
Sendikaların yapmaları gereken şey, sorunlardan nemalanmak yerine eğitim çalışanlarının sorunlarının çözümüne samimi bir şekilde eğilmektir. Eğitim çalışanlarının bunca sorunu varken, olmayan sorunları varmış gibi göstererek kamuoyunu yanıltmak, sendikal mücadeleye zarar vermektedir.
